Kezban Konukçu'dan MEB Bakanı Tekin'e: 'Açık bir dayatma ve ayrımcılıktır'
DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, okullarda dayatılan zorunlu iftar programını ve öğrencilerden oruç tuttukları günleri işaretlemesinin istenmesini Meclis gündemine taşıdı.

Fotoğraf: DEM Parti
Birçok il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerince Ramazan ayında WhatsApp grupları üzerinden okul müdürlerine gönderilen etkinliklerde öğrenciler için oruç çizelgesi hazırlanması ve öğrencilerden oruç tuttukları günleri işaretlemesi istendi. Tunceli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce ise öğrencilerin ve velilerin onayı alınmadan zorunlu iftar programı dayatıldı. DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, konuyu Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e sordu.
'Kamusal eğitimin laik, bilimsel, demokratik ve eşit olmalı'
Bakanlığın okullarda tüm inanç gruplarına eşit mesafede durması gerektiğini vurgulayan Konukçu , "Eğitim-Sen Dersim Şubesi yapmış olduğu açıklamada; öğrenci ve velilerin bilgisi ve onayı alınmaksızın planlanan etkinliğin Alevi öğrencilerin inanç ve kimliklerini yok sayan dayatmacı bir yaklaşımın ürünü olduğu, zorunlu tutuma dönüşen bu uygulamanın, kamusal eğitimin laiklik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, öğrencilere belirli bir inanç doğrultusunda dini pratiklerin zorla benimsetilmeye çalışılmasının pedagojik değil, ideolojik bir tercih olduğu belirtilmiş, bu durumun çocukların psikolojik ve sosyal bütünlüğünü zedelediği ve farklı inançlara mensup ya da inançsız öğrencileri baskı altında bıraktığı ifade edilmiştir. Kamusal eğitimin laik, bilimsel, demokratik ve eşit olması gerektiği vurgulanan açıklamada; hiçbir öğrencinin inancı ya da inançsızlığı üzerinden ayrımcılığa uğramasına, baskı altına alınmasına ve dini ritüellere zorlanmasına izin verilmeyeceği de dile getirilmiştir.
'Açık bir dayatma ve ayrımcılıktır'
Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması doğru bir uygulama olmadığı gibi, farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatma ve ayrımcılıktır." dedi.
Konukçu Bakan Tekin'e şu soruları yöneltti:
- "Tunceli İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından resmi prosedürlere aykırı bir biçimde öğrencilerin ve velilerin onayı alınmadan dayatılan zorunlu iftar programı etkinliği Bakanlığınız bilgisi dahilinde midir? Bilginiz dahilinde ise bu etkinliğin yapılması Bakanlığınızca mı talep edilmiştir?
- Resmi prosedürlere aykırı bir biçimde öğrencilerin ve velilerin onayı alınmadan dayatılan zorunlu iftar programı etkinliğinin özellikle Alevi yurttaşlarımızın yoğun olduğu illerden birisi olan Dersim’de planlanmasındaki asıl amaç nedir? Bakanlığınızca Tunceli İl Milli Eğitim Müdürlüğünce öğrenci ve velilerin bilgisi ve onayı alınmaksızın planlanan etkinliğin Alevi toplumunun inanç ve kimliklerini yok sayan dayatmacı bir yaklaşım olduğu, zorunlu tutuma dönüşen bu uygulamanın, kamusal eğitimin laiklik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, öğrencilere belirli bir inanç doğrultusunda dini pratiklerin zorla benimsetilmeye çalışılması olduğu bilinmemekte midir?
- Uluslararası insan hakları hukuku öğrencilerin ebeveynlerinin dinî inançlarına aykırı bir eğitim-öğretime zorlanamayacaklarını belirtirken, Bakanlığınızca hiçbir öğrencinin inancı ya da inançsızlığı üzerinden ayrımcılığa uğramasına, baskı altına alınmasına ve dini ritüellere zorlanmasına aykırı olarak hareket eden Tunceli İl Mille Eğitim Müdürlüğü yetkililerine yönelik başlatılan idari/cezai herhangi bir işlem başlatılmış mıdır?
- Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Spor Lisesi tarafından hazırlanan Newroz programında yer alan aşure ve niyaz ikramının, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün inanca ve kimliğe müdahale eden kararıyla programdan çıkarılıp Alevi inancına ait semboller ve ritüeller sansürlenirken, aynı kurumun başka bir dini inancın pratiğini öğrenciler üzerinde zorunlu kılması açık bir ayrımcılık ve inanç istismarı değil midir?
- Eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere, eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı Bakanlığınız bilgisi dahilinde midir?
- Türkiye’nin çoklu kültür ve inanç gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda okullarda uygulanan dini ritüellerin çocukların inanç ve kimlik aidiyetine yabancılaşmasına yol açmaması amacıyla çocukların farklı inanç ve aidiyetlerine dönük gerçekleştirilen inkâr ve asimilasyon politikalarına karşı Bakanlığınız ne gibi tedbirler geliştirecektir?
- Bakanlığınız nezdinde farklı inanç ve aidiyetleri gözeten, hiçbir öğrencinin inancı ya da inançsızlığı üzerinden ayrımcılığa uğramaması, baskı altına alınmaması ve dini ritüellere zorlanmamasını sağlayacak çalışmalar yapılması düşünülmekte midir?
- Evrensel bilimsel eğitimi, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan, çocukların psikososyal ve gelişim özelliklerine göre her türlü ihtiyaçlarını giderecek nitelikte bir müfredat hazırlanmasına yönelik bir çalışmanız mevcut mudur?
- Bakanlığınızca çocuklara, engellilere, farklı kimlik ve inanç gruplarını dışlamadan, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı eğitim olanaklarının yaratılması ve geliştirilmesi, herkes için güvenli, şiddete dayalı olmayan, kapsayıcı ve etkili öğrenme ortamlarının oluşturulması amacıyla nitelikli eğitim politikalarının oluşturulması ve uygulanmasını sağlamaya yönelik herhangi bir girişimde bulunulması düşünülmekte midir? (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et